Kira fiyatları tavan yaparken esnaf ayakta kalma mücadelesi veriyor; plansız yapılaşma ise şehrin geleceğini tehdit ediyor.

İstanbul, her biri milyonlarca insanı doğrudan ilgilendiren üç önemli sorunla boğuşmaya devam ediyor. Uzun süredir çözüm bekleyen konut ve kira krizi, artan maliyetler karşısında nefes alamayan esnaf ile şehrin silüetini ve yaşam kalitesini derinden etkileyen imar değişiklikleri, İstanbullunun gündemindeki yerini koruyor. İstanbul Kent Haber olarak, bu üç kritik başlıktaki son durumu mercek altına aldık.

1. Konut ve Kira Fiyatlarındaki Son Durum: “Çözümsüzlük Derinleşiyor”

  • Mevcut Tablo: İstanbul’da konut satış ve kira fiyatları, son bir yılda yaşanan yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmalarının da etkisiyle rekor seviyelere ulaştı. Özellikle “kira patlaması” olarak adlandırılan süreç, kiracılar için ciddi bir hayat pahalılığı yaratırken, ev sahipleri de artan giderleri karşılamak için fiyatları yükseltmek zorunda kaldı.
  • Vatandaşın Sesi: Habere, kiracı ve ev sahipleriyle yapılmış kısa röportajlar veya sokak görüşleri eklenebilir. Kiracılar “Evi boşaltmak zorunda kalırsak nereye gideceğiz bilmiyoruz” derken, ev sahipleri “Aidat, vergi, enflasyon derken kira geliri artık yetmez oldu” diyebilir.
  • Uzman Görüşü: Bir ekonomist veya emlak uzmanından, bu durumun arz-talep dengesizliğinden mi yoksa makroekonomik şartlardan mı kaynaklandığına dair kısa bir yorum alın.

2. Esnafın ve İş Dünyasının Güncel Ekonomik Beklentileri ve Sorunları: “Nefes Alacak Hava Aranıyor”

  • Mevcut Tablo: Elektrik, doğalgaz, kira ve personel maliyetlerindeki fahiş artışlar, İstanbul esnafını ve küçük işletmeleri zor durumda bırakıyor. Bir yandan müşteri sayısını korumak için fiyatları makul tutmaya çalışan esnaf, diğer yandan artan maliyetlerle baş etmek zorunda.
  • Ana Şikayetler:
    • Enerji Maliyetleri: İşyerlerinin elektrik ve doğalgaz faturalarının katlanılamaz seviyelere gelmesi.
    • Kiralar: Ticari kira artışlarının çok yüksek olması.
    • Tedarik Zinciri: Hammaddede yaşanan fiyat artışları ve dövize bağlı maliyetler.
    • Talep Azalması: Vatandaşın alım gücünün düşmesiyle işyerlerine gelen müşteri sayısının ve harcama tutarlarının azalması.
  • Esnafın Sesi: Bir bakkal, bir restoran işletmecisi veya bir küçük atölye sahibiyle yapılacak kısa bir görüşme habere canlılık katacaktır. “Aylık ciromla faturaları zar zor ödüyorum, kar etmek şöyle dursun” gibi bir cümle çarpıcı olabilir.
  • Çözüm Önerileri: Esnaf odaları veya kooperatiflerinin yetkililerinden, hükümetten veya yerel yönetimlerden bekledikleri destekleri (vergi indirimi, düşük faizli kredi, enerji desteği vb.) içeren açıklamalar.

3. Plansız Yapılaşma ve İmar Değişiklikleri: “İstanbul’un Betonlaşan Geleceği”

  • Mevcut Tablo: İstanbul’un son kalan yeşil alanlarında, korunması gereken bölgelerinde veya tarihi dokusuyla uyumsuz imar değişiklikleri ve yüksek katlı yapılaşma izinleri sıcak tartışma konusu olmaya devam ediyor.
  • Güncel Örnekler:
    • Küçükçekmece Gölü veya Terkos Havzası gibi ekolojik açıdan kritik bölgeler etrafındaki yapılaşma planları.
    • Tarihi yarımada veya silueti etkileyecek bölgelerdeki yüksek yapı projeleri.
    • imar barışı“nın devamına ilişkin tartışmalar ve kaçak yapılaşma üzerindeki etkileri.
  • Tarafların Görüşü:
    • Destekleyenler: “Konut arzını artırmak ve kentsel dönüşümü hızlandırmak için gerekiyor” argümanı.
    • Karşı Çıkanlar: “İstanbul’un deprem riski artıyor, nefes alacak yeşil alan kalmıyor, şehrin kimliği yok oluyor” argümanı.
  • STK ve Uzman Görüşü: Şehir plancıları, mimarlar odası veya çevre derneklerinden konuyla ilgili sert eleştiriler ve uyarılar içeren açıklamalar habere derinlik katar.

Kısacası İstanbul Mega Kent Krizleri Büyüyor!
İstanbul‘un bu üç kronik sorunu, birbiriyle yakından ilişkili. Konut krizi, plansız yapılaşmayı tetikliyor; yüksek maliyetler esnafı vuruyor. Mega kentin geleceği, bu üçlü sacayağında yaşanacak gelişmelere bağlı görünüyor. Çözüm ise, tüm paydaşların katıldığı, şeffaf ve uzun vadeli bir kentleşme politikasından geçiyor.